Haber

Meslek odası temsilcileri kentsel dönüşümü anlattı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde İZFAŞ ve Nobel Expo Fuarcılık işbirliğiyle düzenlenen Gayrimenkul, İnşaat ve Kentsel Dönüşüm Fuarı – Rescon Expo, yapılan söyleşilerle branşa ışık tutuyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası ve Emlak Komiteleri liderleri “Meslek temsilcilerinin gözünden gayrimenkul, inşaat ve kentsel dönüşüm” konulu söyleşide konuşmacı olarak yer aldı. Odaları”, moderatörlüğünü Öğretim Üyesi Tolga Çilingir yaptı. Ülkemizdeki kentsel yenileme ve kentsel dönüşüm, yapı stoğu, mevzuat ve uygulamalar hakkında bilgi veren İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Aksiyon Ulutaş, 1999 öncesi ve sonrası yapılan binaların durumu hakkında da bilgi verdi.

Eylem Ulutaş, “1999 öncesi binalar tamamen yıkılsın, 1999 sonrası binalar tamamen aslına uygun olsun demek istemiyorum. Bizim için aslına uygun yapı, planlanan alanlarda mühendislik hizmeti almış yapı demektir. Binaların ve kullanılan malzemelerin ekonomik bir ömrü vardır. Deprem yönetmeliğine uygun olarak projelendirilen ve inşa edilen yapı hasar görebilir ancak yıkılmaz. Bu bizim ana prensibimizdir. Maalesef mühendislik ve mimarlık hizmetleri ülkemizde biraz prosedürel görünüyor. Tüm işlemlerin gerçek anlamda yapılması gerekiyor. Her şantiyede bir şef olması için kampanya başlattık. Yönetmelikte bir değişiklik oldu ama tam istediğimiz gibi olmadı. Bina güvenliği, yaşam sağlığı üzerine bir bahistir. Bu hepimizin hayatını emanet ettiği bir şey. Deprem anında hastane, konut, okul vb. her yerde olabiliriz. Bu yapıların güvenliği bizim güvenliğimiz demektir. Bu nedenle mühendislik hizmetleri oldukça kritik bir noktadadır. Hani imar aflarında mağdur olan, mühendislere para vermeyelim diye ‘Mühendislik ve mimarlık kısmını çıkardık’ diyenler oldu. Mühendislik, mimarlık bir prosedür değil, asla böyle görülmemeli” dedi.

Alan bazlı çalışmalar yapılmalı

Kentsel dönüşümde eski binayı yıkıp yeni bina yapmanın tek seçenek olmadığını vurgulayan Ulutaş, “İki seçenek var. Yıkıp yenisini yapmak gibi görülüyor ama güçlendirme seçeneğimiz de var. Bir mühendis bir binanın ekonomik değerlendirmesini yaptığı analizle, uygunsa güçlendirilebilir ve inandırıcı olabilir. Kentsel dönüşümü düşünen vatandaşlar açısından baktığımızda ciddi bir artan maliyetle karşı karşıya kalıyorlar. Bir yandan vatandaşın alım gücü erozyona uğradı. Vatandaşlar 30 Ekim depremi sonrası dönüşmek istediklerinde ciddi bir maliyetle karşı karşıya kalıyor. Maliyeti karşılayamıyorlar. Bunun için vatandaş ekonomik gücüne bağlı olarak kaderine terk edilmemelidir. Nitekim insan hayatını önemseyen, can güvenliğini hedefleyen, vatandaşların sağlıklı ve inançlı konutlarda yaşama hakkının olduğu bir politika olmalıdır. Bu da devletin doğrudan politikası ile mümkün olabilir. Alan bazlı çalışmalar ekonomik gücünden bağımsız olarak vatandaşın kaderine bırakılmamalı, doğrudan teşviklerle devlet politikası haline getirilmelidir. Daha sonra yerinde veya alan bazında dönüşümü kolaylaştırabiliriz” dedi.

Çığır açan yer İzmir olmalı

Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Dr. İlker Kahraman da herkesin yeşil alanları, sosyal donatı alanları olan bir kent olmayı hayal ettiğini belirterek, bina yıkmak yerine kentsel dönüşüme farklı bir bakış açısıyla yaklaşılması gerektiğini söyledi. Kahraman, “Dönüşüm olacaksa hayal ettiğimizi yapalım. Değiştirmek istediğimiz yapı, inşa etmek istediğimiz yapı medeniyetin ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Kentsel dönüşüm uygulamalarına baktığımızda dünyada 1960’lı yıllarda başlamış, 1990’lı yıllarda ise toplumsal hayatın ön saflarında yer almıştır. Ama bizim için farklı, kentsel dönüşüm; yüksek binalar, apartmanlar vs. hayır, bu olmamalı” dedi.

İzmir’de geçmişin zevklerini keşfedelim ve üzerine bir kurgu yapalım.

Dünyadaki iyi uygulama örneklerinden bahseden İlker Kahraman, “Ülkemizde de iyi örnekler var. Ankara Portakal Çiçeği Vadisi, Eskişehir’i dönüştürmek üzere. Olabilir, yani tüm örneklerde yeşil doku ve çağdaş mimarinin hakimiyetinden örnekler var. Temel atma yeri İzmir olmalı. Burası tam merkezde. Safranbolu’yu örnek alırsak korunan tarihi yapılarıyla turizmde tercih edilen herkesin olmak istediği bir noktada. Geçmişin zevklerini keşfedelim ve İzmir’de bir kurgu yapalım. Basmane, İkinci Anafartalar, Kemeraltı, Damlacık gibi alanların içeriye girerek eski dokuya kavuşarak dönüştürülmesi için alanın güzelleştirilmesi kentsel dönüşüm konusunda çok güzel bir bakış açısı olacaktır. Ticari olarak uygun mu? Hiçbir zaman. Ayrıca kullanım için mükemmeldir. Kuralları çiğnemediğimiz için yapmıyoruz. Yeni binalardan, sosyal donatılara ve yeşil alanlara kadar her ne istiyorsak iklim değişikliğini de unutmamalıyız. Sarsıntı unutulmaması gereken bir olgudur ancak deprem dışında sel, yangın gibi afetler de vardır. Alsancak, Karataş, Buca, Karabağlar gibi yerleşimin yoğun olduğu bölgelerde yerinde dönüşümle depreme karşı sağlam binalar yapıyorsunuz ama sel ve yangın afetlerine karşı hiçbir şey yapmıyorsunuz” dedi.

Binayı yıkmak ve yeniden yapmak bir analiz değildir.

İzmir Emlak Odası Komite Başkanı Mesut Güleroğlu da dünyadan ve İzmir’den örnekler vererek, “O zamanlar iki katlı imar olan yerlerde, dönüşüme girince çok katlı binalar yapılıyordu. , kendi binası kadar kat ve daire istiyor. Kaçak binaları yasal olarak saymaya başladığımızda iş çığırından çıkıyor. Yerinde dönüşüm nedir? Binayı yıkıp yenisini yapıyorsunuz. Para ödüyorsunuz ya da daireniz 3 artı 1 ise 2 artı 1 oluyor müteahhit kendi planlayıp yapıyor. Yeşil alanlar, sosyal alanlar, eğitim alanları, geniş caddeler ve nefes alanlarla bir planlama yapılmalıdır. Bugün yapılan bir planın bundan 500 yıl sonra geçerli olması gerekir. Öte yandan aldığınız daire kentsel dönüşüme girince 2-3 kat fiyat artışı oluyor. Satışlarda orta gelir farkı nedeniyle ciddi bir vergi boyutu var. Her konut kentsel dönüşüm olmalı mı, gerçekten böyle bir şeye ihtiyaç var mı? Bu sorgulanmalıdır. Binalar hala yıkılıyor ve yerine binalar yapılıyor. Daha sağlam konutlar yapıyoruz ama ne yazık ki onlar da 100 yıl ömür içinde devam ediyor. Ada bazında, yine yerleşim planı bazında kentsel dönüşüm yapılmalı. Binayı yıkmak ve yeniden yapmak bir analiz değildir. İzmir’de çok şanslıyız ama gerçek anlamda kullanamamak sıkıntı. Rakamlar çok yükseliyor gibi görünüyor, avantajlı durumlar yaratıyor ama yeniden yapılan binaların kentsel dönüşüm anlamında şehrimize bir şey katmadığı da bir gerçek” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort